TÜRKYED GENEL BAŞKANI NİHAT ÇELİK KONYA SÜRMANŞET GAZETESİNE KONUŞTU
- bilgi7307
- 17 Kas
- 3 dakikada okunur

M. Kürşat Ercan – Konya Sürmanşet Gazetesi
Konya küçükbaşta Türkiye ikincisi Konya, sahip olduğu 2,5 milyon küçükbaş hayvan ile Türkiye'de Van'dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Konya, geniş meraları ve verimli otlaklarıyla hem ekonomik hem de sürdürülebilir hayvancılıkta öncü konumda.
Geniş meralara sahip olan Konya, 2,5 milyon küçükbaş hayvan ile Türkiye'de bu alanda ikinci sırada yer alıyor. Türkiye'nin tahıl deposu olarak anılan Konya, sahip olduğu geniş düzlükler ve otlatmaya uygun verimli meralarla sadece tarımda değil; küçükbaş hayvancılıkta da Türkiye'nin en güçlü illerinden biri. Sahip olduğu 2,5 milyon küçükbaş hayvan ile Türkiye'de küçükbaş hayvan yetiştiriciliği alanında Van'dan sonra ikinci sırada yer alan Konya, tarım ve hayvancılıkta ülke ekonomisine önemli katkı sağlayan stratejik illerden biri olarak öne çıkıyor.
"Konya meralarını iyi değerlendiriyor"
Türkiye ve Konya'daki küçükbaş hayvan yetiştiriciliği hakkında Konya Sürmanşet Gazetesi'ne konuşan Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri TÜRKYED Genel Başkanı Nihat Çelik, "Konya, sahip olduğu 2,5 milyon küçükbaş hayvan ile Türkiye'de Van'dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Şehirdeki üreticiler meraları ve otlakları en iyi şekilde değerlendiriyor, hayvanlarını doğal ortamda besliyor" dedi. Küçükbaş hayvancılığın Konya'da ve Türkiye'de sürdürülebilir hayvancılık açsından önemine vurgu yapan Çelik, "Sektörün gelişmesi için çobanlık mesleğinin cazip hâle getirilmesi ve gençlerin bu alana yönlendirilmesi şart" diye konuştu.
"Küçükbaş yetiştiriciliği bacasız fabrikadır"
Küçükbaş hayvancılığı, yem maliyetlerinin ve diğer giderlerin az olması nedeniyle 'Bacasız sanayi' olarak nitelendiren Çelik, birinci sırada 4 milyon hayvan ile Van'ın yer aldığını; Konya'nın ise 2,5 milyon küçükbaş ile Van'ı takip ettiğini açıkladı. Çelik, "Konya'nın bu anlamdaki konumunun güçlendirilmesi, insanların üretimi artırması ve özellikle çobanlık mesleğinin cazip hâle getirilmesi ile sosyal güvencenin sağlanmasına yönelik girişimlerimizi sürdürüyoruz. Küçükbaş hayvancılık ülke coğrafyasına uygun en önemli hayvan üreticiliğidir. Büyükbaş yetiştiriciliğinin tersine küçükbaş yeme bağlı değildir. Küçükbaş hayvanlar hazır yeme bağlı olmadan yaylalarda yayılarak beslenmekteler. Bu da daha doğal bir beslenmenin önünü açıyor" diye konuştu.
"Gönüllü orman bekçileri"
Küçükbaş hayvancılığın iklim ve mera şartlarına uyumu, düşük maliyeti nedeniyle sürdürülebilir hayvancılıkta önemli kaynaklardan biri olduğunu vurgulayan Çelik, küçükbaş yetiştiriciliğinin avantajlarına da dikkat çekti. Çelik, "Büyükbaş hayvancılığın aksine, tamamen besiye dayalı ve yüksek giderli olmayışı, küçükbaşı her zaman daha ekonomik ve avantajlı kılıyor. Ayrıca küçükbaş yetiştiriciliği kullanılmayan meraların ve otlak alanların değerlendirilmesi için de önemli. Küçükbaş hayvanlar yabani otlan temizleyerek ormanların gönüllü bekçileri rolünü üsleniyor. Dağ köylerinde yetiştirilen keçiler bir boyutta ormanlarda biten yabani otlarla beslenerek orman yangınlarına karşı doğal bir önlem olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu. Senenin büyük bölümünde doğada buldukları yabani otlarla beslenen küçükbaşların nadiren hastalandığını ifade eden Çelik, Tarım Orman Bakanlığı'nın üreticileri her fırsatta desteklediğini ve yol gösterdiğini dile getirdi.
"Hem Dünyada hem Türkiye'de yok satıyor"
Küçükbaş hayvancılıktan elde edilen ürünlere talebin yüksek olduğunu ifade eden Çelik, sektörün artan talebi karşılamakta zorlandığım belirtti. Çelik, "Küçükbaş hayvancılıktan elde edilen ürünlere olan talep oldukça yüksek. Özellikle koyun yoğurdu, koyun peyniri ve keçi sütünden yapılan dondurma gibi ürünler hem Türkiye'de hem de dünyada yok satıyor. Biz üreticiler olarak talebi karşılamakta zorlanıyoruz ama üretim ve kalite arttıkça bu talebi karşılama imkânı da artacaktır. Koyun ve keçi etinin koktuğu iddia ediliyor ama biz bu iddianın asılsız olduğunu biliyoruz. Özellikle koyun eti, lokantalarda, kebapçılarda ve piknik kültürümüzde yaygın olarak tüketilmektedir. Ette koku gibi olumsuz algılar, genellikle hayvanın beslenme şekliyle ilgili olup, doğal meralarda beslenen küçükbaş hayvanlarda bu durum söz konusu değildir" diye konuştu.
"Yabancı çoban çözüm değil"
TÜRKYED Genel Başkanı Nihat Çelik küçükbaş hayvan yetiştiriciliği sektörün önündeki en büyük engelin çoban temini olduğunu şu ifadelerle değerlendirdi: "Sektörün en önemli sorunu, çoban teminindeki zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Yabancı çoban istihdamı tek basma çözüm değildir. Yerli çobanların yetiştirilmesi, yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sosyal güvencelerinin sağlanması sektörün geleceği için hayati öneme sahip. Mevcut çobanların maaşları ortalama 50-60 bin TL civarında, buna ek olarak yiyecek, içecek ve kıyafet gibi destekler de sağlanıyor. Küçükbaş hayvancılığın geleceğinin garanti altına alınması için gençlerin bu sektöre özendirilmesi gerekmektedir. Şu anda sektördeki üreticilerin yaş ortalaması 55 civarındadır. Kırsal kalkınmayı destekleyecek alternatif projelerle genç nüfusun bu alana yönlendirilmesi, küçükbaş hayvancılığın gelişimi için en önemli adım olacaktır. Çünkü nerede küçükbaş varsa, orada üretim ve bereket vardır. Hayvan üreticiliğinin ana yolu, küçükbaşın üretiminden geçmektedir."








Yorumlar